Necati Gürbüz Ud,Kanun,Klasik Kemençe Yapımcısı Anasayfa Ud Yapımcısı Kanun Yapımcısı Klasik Kemençe Yapımcısı Ud Atölyesi Ud,Kanun,Klasik Kemençe Forumu Necati Gürbüz Ud,Kanun,Klasik Kemençe İletişim

 

Ud,Kanun,Klasik Kemençe Yapımcısı Necati Gürbüz

necatigurbuz1955@gmail.com

+902324252389

 

www.necatigurbuz.com

Her hakkı saklıdır ©2013

 

Necati Gürbüz Ud Kanun Klasik Kemençe
Necati Gürbüz Ud,Kanun,Klasik Kemençe Yapımcısı Anasayfa Ud Yapımcısı Kanun Yapımcısı Klasik Kemençe Yapımcısı Ud Atölyesi Ud,Kanun,Klasik Kemençe Forumu Necati Gürbüz Ud,Kanun,Klasik Kemençe İletişim
Udlarımız Ud Bakımı Ud Kafesleri Udun Tarihçesi

 

 

UD SÖZCÜĞÜNÜN ETİMOLOJİSİ VE UD'UN TARİHÇESİ :

•Ud kelimesinin aslı Arapçadır; "Sarısabır veya ödağacı" anlamındaki 'el-oud'dan gelir.Baştaki 'el' kelimesinin bazı dillerde olup bazılarında olmayan harf-i tarif (belirgin tanım edatı) olduğunu bilen Türkler bu edatı atmış geriye kalan 'oud' ('eyn waw dal') kelimesini de gırtlak yapıları 'eyn'e uygun olmadığı için "ud" şekline sokmuşlardır. Dillerinde tanım edatı olan Batılılarsa 11-13. yüzyıllar arasındaki Haçlı seferleri sırasında tanıyıp Avrupa'ya götürdükleri bu saza luth (Fr.) lute (İng.) Laute (Alm.) liuto (İtal.)Alaud (İsp.) Luit (Dat.) gibi hep L ile başlayan isimler vermişlerdir. Hatta 'saz yapımcılığı' anlamında bizde de kullanılan 'lütye' kelimesi de yine luth'den yapılmadır (orjinali luthier).Ud 1

 

Bu sazı ilk defa 7. yy.da Horasan'dan Bağdat'a çalışmaya gelen Türk işçilerin elinde görmüş olan Araplar, göğsünün yapılmış olduğu sarısabır ağacından (aloexyion agallocum) dolayı 'el-oud' adını vermişlerse (Türkler de bu adı aslı olan Kopuz yerine -belki daha kısa oluşu yüzünden- benimsemişlerse) de saz Türklerin bin yıllık Kopuz'undan başka birşey değildir; nitekim ta Hunlardanberi ozanları ve kopuzcuları olmayan hiçbir Türk ordusu yoktu (cahiliyye devri Arapları müzik aleti olarak def ve rababe dedikleri tek telli ilkel bir çalgıdan başkasını bilmiyorlardı).

Bu gerçek de çok önce yüzyılımızın en büyük iki müzikologu ile en büyük edebiyyat tarihçimiz tarafından ortaya konmuştur (bkz. Fuad Köprülü Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar Ank. Üni. Bas. 1966 s. 207 209 vdl.; Mahmut Ragıp Gazimihal Ülkelerde Kopuz ve Tezeneli Sazlarımız Ank. Üni. Bas. Ank. 1975 s. 64; aynı müellifin Musiki Sözlüğü M.E. Bas. İst. 1961 s. 138 259 260; Curt Sachs The History of Musical Instruments New York 1940 s. 252).

Ud'un Macarcadaki adı 'Kobza'dır ve Türk Kopuzunun biraz değiştirilmişinden ibarettir. Nitekim Dede Korkut'da da yine Kopuz'dan türemiş olan 'kobzaşmak' fiili 'karşılıklı saz çalmak' demektir.
Ud 5
Pi-Pa adlı Çinli-Türkistanlı Barbud adlı İranlı benzerleriyle çağları aşan ud Kopuz adıyla Asya'dan Anadolu'ya oradan da ta Rumeliye kadar gelmiş aynı zamanda musikişinas olan Yunus Emre'nin şiirlerinde dahi kutsal nitelikli yerini almıştır Ud 3(bkz. M. R. Gazimihal Ülkelerde Kopuz... s. 51 vd.). Osmanlı sarayının düğün vd. şenlikleri münasebetiyle yazılan minyatürlü surname'lerde (Surname-i Vehbi Surname-i Nabi vs.) kopuzun iki değişik boyu olan ud ve şehrud diğer sazlar arasında ön planda görülmektedir. Tarihçi-yazar İ. Hakkı Uzunçarşılı'nın T. Tarih Kurumu yayını Belleten dergisinin 161. sayısındaki (Aralık 1977) "Osmanlılar Zamanında Saraylarda Musiki Hayatı" adlı makalesinde de 15 ila 19. yüzyıllarda Osmanlı saraylarında görevli müzisyenler arasında 'awwad' adı verilen (udi'nin Arapça çoğulu) udilerin sayısı sanatkar isimleri ve aldıkları maaşlarla birlikte verilmiştir.

Mehterhane, Mevlevihane ve Enderun gibi eğitim kurumlarının yaygınlaşması savaşta, dini törenlerde ve eğlencede musiki enstrümanlarının kullanılması Türk ırkının da musikiye, ilme ve felsefi düşüncelere verdiği hizmeti açıkça göstermektedir. Ud çalgısı da fasıl müziği nin en önemli elemanlarından biri olarak tarihten, günümüze birçok değerli sanatçı, hoca ve öğrenciler elinde çalınarak, eser ve besteler kazandırılmasına vesile olmuş, konservatuarlarda Ud dersi bölümleri olarak akademik programlarda okutulmaktadır. Musiki, şiir ve hat sanatları Osmanlı dönemlerinde geniş yankı uyandırmıştır.

Ud 7

 

UD'UN TÜRK MUSİKİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ :

Türk musikîsini en zarif ve asîl halinde ifadeye muktedir Ney-Tanbur ikilisinin Osmanlı Sarayında da Ud'a üstünlük kurması sebebiyle 16 ila 19. yy.lar arasında ud itibar kaybına uğramış aksine ona "sazların kraliçesi" adını veren Araplarca baş tâcı edilmişti (bu itibar hala devam etmektedir). Tanbur ve ney mûsikîsinin zevk ve estetik seviyesine çıkmaları mümkün olmayan Araplar ud ve dümbelekle çaldıkları göbek dansı müziğinden 20. yy. başlarında Batı taklidi orkestra müziğine sıçramışlardır ki bu -arabesk formunda- bizi de etkilemiştir. Musikîyi Tanburî Cemil Bey'in plaklarını dinleyerek öğrendiğini söylemiş olan Mısır'ın en büyük bestecisi udî M. Abdülvehhâb'dan başka Muhammed el-Kassapçi Rıyâz el-Sımbâtî ve Ferîd el-Atrâş'ın yanısıra Ş. M. Targan�ın yetiştirmeleri olan (dolayısıyla Türk zevkini de tadabilmiş) Cemil ve Munir Beşir kardeşlerle Selman Şukur Arap âleminin en ünlü udîleridir. Bizim mûsikî tarihimizde de Farabî Safiyyüddîn ve Merâgî gibi en büyük sanatçı-nazariyatçılarımızın nazariyat çalışmalarına yardımcı olarak kullandıkları saz hep ud olmuştur. 

oud

 

 

GEÇMİŞTEKİ UD ÜSTADLARI :

Ud'a 19. yy. sonlarında Türk toplumunda yeni itibarını kazandıran bu arada 6. bam telini de ilâve eden udî-viyolonselist Şakir Paşa'dır. Onu Nevres Bey izlemiş onun arkasından da -farklı ekollerden- Ali Rifat Musa Süreyya İbrahim Ziya (Özbekkan) Beyler Şerif Muhiddin Targan Selânikli Ahmed Serop ve Küçük Sarkis Efendiler Şerif İçli Yorgo Bacanos Şekip Memduh Hrant Emre ve Kadri Şençalar gibi isimler gelmiştir ki Ud'u bir daha hiç azalmayacak bir aşkla Türk halkına sevdirenler işte bu isimlerdir. Bu sanatkârları da klâsik fantezist-atılımcı ve piyasa tarzı gibi üç ana ekole ayırarak incelemek mümkündür. Nevres Bey'den Şerif İçli'ye kadar olanları klasik Targan ve Bacanos'u fantezist-atılımcı Selânikli Ahmed'den Kadri Şençalar'a kadar olanları da piyasa tarzı ekollerinde sınıflandırabiliriz. Klasik hariçbu ekoller saydığımız büyük isimlerin göçmesiyle ortadan kalkmış değildir. Önce gazino kulüp ve kasetlerin arabesk müziğinde en geniş oranda kullanılan piyasa tarzı müzik devam etmektedir. Fantezist-atılımcı tarzı günümüzün konservatuarlı gençlerinin büyük bir kısmı devam ettiriyor. Klasik tarzın son temsilcisi Cahid Gözkân ise kısa süre önce 93 yaşında vefat etti.

 

GEÇMİŞTEKİ UD YAPIMCILARI :

 


•Ud bütün Türk Mûsikisi çalgıları gibi tamamen el işçiliği ile yapılmaktadır. Bu nedenle yukarıda bahsedilen şeklinin aksine çok meşakkatli uzun zaman isteyen ve gerçekte çok önemli bir sanat dalıdır.Günümüze kadar esasen usta-çırak yada baba-oğul usulu ile imal edilmiştir.
Her ustanın ayrı bir tarzı ve imal şekli vardır.Bu nedenle Ud'lar imal edenin ismiyle anılır ve isim yapar.

 

Dünyanın birçok yerinde özellikle Arap ülkeleri ve Amerika'da Ud imal edenler bilinmektedir. Ancak şu bir tartışılmaz gerçektir ki Türkiye'de imal edilen Ud'lar geçmiş tarih itibari ile birer şaheserdirler.Bu yapımcılardan Manol Usta (1845-1915)  İlya Usta (1870-1930) ve Onnik Usta'ların imal ettiği Ud'lar bugün için çok değer taşımaktadırlar.